Çevresel faktörlerle, güneş ve geçen zamana bağlı olarak yüz cildinin elastikiyet kaybı oluşmaktadır.Bu değişiklikler, özellikle mimik kaslarının cilde çok yakın ve sıkıca yapıştığı yerlerde     ( bu kasların çalışmasıyla ) kırışıklıkların ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Genç yaşlarda cildin elastik yapısı bu kasların çekmesiyle oluşan kırışıklıkları düzeltirken; yaşlanmaya bağlı elastikiyet kaybı ile bunu yapamaz duruma gelir. Her mimik hareketiyle oluşan bu kırışıklıklar bir süre sonra derinleşmekte ve artık hareketsizken de yüzde görülmektedir.

Günümüzde mimik kasların oluşturduğu kırışıklıkların tedavi seçiminde  Botox (Botulinium toxin tip A) tedavisi ilk sırada yer almaktadır. Botulinium toksini Clostridium Botulinum adlı bakteri tarafından üretilen bir toksindir. Sinir uyarılarının kasa iletilmesini önleyerek kasların çalışmalarını azaltır. Yani yanlış bilinenin aksine yılan zehiri değildir ve uygulanan kasları öldürmez.

Botox tedavisi son derece kolay görünmekle birlikte hastanın uygulama öncesi iyice muayene edilerek hasta için en uygun tedavi yöntemi ise uygulanması gerekmektedir. Yüz gençleştirme kırışıklık yok etmek değil yapılan uygulama sonrasında hastanın  daha genç görünmesini sağlamaktır. İkisi arasındaki farkı iyi anlamak ve uygulanacak tedaviyi iyi seçmek gerekmektedir. Yüzü sadece botoxla gençleştirmek her zaman mümkün değildir ve uzman olmayan kişiler tarafından bu yapılmaya çalışıldığında maske yüzler ortaya çıkmaktadır. Botox önerdiğimiz hastaların en büyük korkusu yüzlerinin mimiksiz ve ifadesiz olmasıdır. Gereğinden fazla ilaç yapılması ve botoxun gereksiz yanlış yerlere uygulanması bu sonuçları maalesef doğurmaktadır. Bu nedenlerle bu tedavinin de yüzün yaşlanmasını bilen ve yüz estetiği konusunda eğitim almış uzman hekimler tarafından yapılması son derece önemlidir.