--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

       
 

LAZER UYGULAMALARI

 
  • Epilasyon

İstenmeyen tüylerden kurtulmanın en hızlı ve en sağlıklı yolu lazer epilasyondur. Soğutma sistemli lazer tekniği ile yapılan lazer epilasyon ile lazer ısısı cilde zarar vermeden doğrudan kıl kökünü yok eden ısıya dönüşür.

Epilasyon yaptıracağınız merkezi seçerken nelere dikkat etmelisiniz?
Mutlaka çok deneyimli bir lazer epilasyon merkezi seçmelisiniz, doktor dahi olmayan bir çok kişi tamamen ticari kazanç amacı ile lazer epilasyon merkezi açmış bulunmaktadır. Bu merkezlerde en kısa zamanda en çok gelir elde etmek için bilimsel ve etik olmayan, kalıcı zararlara yol açabilecek uygulamalar bilinçsiz olarak yapılmakta bir çok insan mağdur olmaktadır. Bilinçsiz lazer epilasyon uygulamaları sonucu kılları sadece incelip azalmayanlar hatta artanlar, lazer epilasyon sonrası kalıcı yanık izleri ile yaşayanlar maalesef giderek artmaktadır. Hatta bu nedenle açılan davaların artması sonucu Sağlık Bakanlığı sadece doktorların sahip olduğu büyük tıbbi kuruluşlarda lazer epilasyona izin verme ve sayıları hızla artan ticari amaçlı lazer epilasyon merkezlerinin ruhsatlarını iptal etme kararı almıştır.

Tedavi sırasında ağrı hissedilir mi?
Hayır, yeni teknoloji lazer epilasyon cihazları ile çok fazla bir acı hissetmezsiniz, sadece bir lastik çarpması gibi acı hissedebilirsiniz.

Lazer epilasyon tedavisi sonrasında cildimizde bir farklı görüntü ortaya çıkar mı?
Lazer epilasyon sonrasında bazen 5 - 10 dakika bazen ise yarım saat kadar süren kızarıklık olabilir. Bu geçicidir. Soğutma sistemi olmayan eski model lazer epilasyon cihazlarında ise ışığın cildin üst tabakası olan epidermisteki melanin pigmentleri tarafından tutulmasından dolayı ciltte yanık ve sonrasında leke izi kalma ihtimali her zaman mevcuttur.
Soğutma sistemli lazerde cildin ısınmasına fırsat verilmediğinden lazer epilasyonda yanık riski çok daha azalmaktadır.

Tek bir seans lazer epilasyon ile tüylerden kurtulmak mümkün müdür?
Hayır, mümkün değildir, çünkü kıl köklerinin hepsi uygulama anında aynı büyüme devresinde değildir. Uygulama anında olgun fazda (anogen) olan kılların kökleri etkilenir. İstirahatte (katogen) ve gerileme (telogen) fazlardaki kıl kökleri etkilenmez. Bunlar için ek lazer epilasyon seanslarının uygulanması gerekir. Kılların renklerinde ve büyüme devrelerinde olan değişikliklerden ötürü lazer epilasyon seansı sayısı kişiye göre hatta aynı kişide vücudun farklı bölgelerine göre değişir.

Seansların aralıkları ne kadardır?
Lazer epilasyon seanslarına verilen aralıklar bölgeye göre 4 ila 8 hafta arasında değişir.

Lazer epilasyon arzulandığında ne yapılması gerekir?
Öncelikle kişinin görülüp değerlendirilmesi, tahlil ve tetkiklerin yapılması gereklidir. Lazer epilasyon uygulamasına geçmeden evvel tüylerin sarartılmamış olması, cımbız veya ip gibi köke yönelik müdahalenin lazer epilasyondan önceki son 3 haftada yapılmaması şarttır.

Lazer epilasyon kıllara nasıl etki eder?
Lazer epilasyon ile kıl kökü imha edilirken hedef seçici olarak ısıtma yaparak kıl köklerindeki hücrelerin yakılarak hasara uğratılmasıdır. Kıl kökü tarafından emilen enerji ısıya dönüşerek kılın kök hücresini tekrar büyüyemeyecek şekilde tahrip eder. Milisaniyeler içinde cilde uygulanan lazer ışını, cilt hücrelerine zarar vermeden geçerek kıl kökündeki renk pigmentleri tarafından emilir. Tüm epilasyon lazerleri kıl gelişimini geciktirip kılların daha zayıf ve azalarak çıkmasını sağlarlar. Kalıcı epilasyon için ise kıl kökünün papilla denilen kıl üretici kısmının yok edilmesi gereklidir.Tedavi esnasında tüylerin büyüme aşamaları olan anajen, katojen veya telojen fazları tedavi açısından önemlidir. Lazer epilasyon uygulaması esnasında kılların farklı evrelerde olması, kalıcı ve kesin neticenin ortalama 4-6 seans sonrası alınmasının gerekçesidir. Lazer ışının uygulama süreleri ve dozları kişinin cilt tonu ve yapısal özelliklerine göre değişiklik gösterir.

Erkeklere lazer epilasyon uygulanabilir mi?
Erkeklere lazer epilasyon yaygın olarak ve başarıyla uygulanmaktadır. Uygulama yaptıranların yaklaşık %35-40 kadarı erkektir.

Lazer epilasyonun kalıcı sonuçlar vermekte midir?
Evet. Lazer epilasyon ile kökleri tahrip olan kıllar tekrar çıkmamaktadır. Amerikan FDA nın da onayladığı bu durum uzun süreli klinik lazer epilasyon çalışmaları sonucunda bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Lazer epilasyon uygulaması sonrası cilt nasıl olmaktadır ?
Lazer epilasyondan hemen sonra cilt üzerinde,en fazla birkaç saat içerisinde geçecek şekilde hafif bir güneş yanığına benzeyen bir yanma hissi ve kızarıklık oluşabilir.

  • Yüz Gençleştirme

Zamana ve çevresel faktörlere bağlı yaşlanma kendini en sık yüz bölgesinde belli etmektedir ve çoğu zaman bunu saklama olanağı da yoktur. Zamanla Yüzcildinin elastikiyetinin kaybetmesine ve yer çekimine bağlı olarak cilt ve ciltaltı dokularda sarkma meydana gelmektedir. Buna ek olarak da mimik kasların aşırı çalışmasına bağlı olarak ortaya çıkan kırışıklar da eklenince yüzde yaşlanma belirtileri artık saklanamaz hale gelir. Son olarak da

Dudak burun çizgisi yine yüzdeki dokuların sarkmasına bağlı olarak derinleşir ve yaşlı yüz ortaya çıkar.

Daha önceleri tüm bu gelişmeler beklenir ve bu patolojiler ortaya çıktıktan sonra cerrahi müdahalelerle düzeltme yoluna gidilirdi. Ancak teknolojide ve ilaç sektöründeki gelişmelerle yüzdeki yaşlanma belirtilerini geciktirmek veya basit yöntemlerle düzeltmek mümkün olmaktadır.

  • Varis ve Kılcal Damarlar

Varis Tedavisi:

Varisler birçok insanın ortak sorunudur. Çoğunlukla ayak bileklerinde ve bacaklarda oluşsa da kalçalarda, vaginada ve anüste ( hemoroit adı verilmektedir) de görülmektedir.

Varisler bazen şişer, ağrır, kaşınır ve hassasiyet yaratır. Kanamalar da sıkça görülmektedir.

Varisler kanın kalbe dönüşünü sağlayan venlerin kapakçıklarının yani yerçekimine karşı kaçağı önleyen sistemin bozulmasıyla ortaya çıkar. Bu kapakçıkların yetersizliği damar içinde kanın göllenmesine ve varislere yol açar.

Varislerin nedenleri arasında kilolar, hormonlar (ki kadınlarda daha sık görülme nedenidir ), yerçekimi, diğer dolaşım bozuklukları ve ayakta çok ve hareketsiz durmayı sayabiliriz.

Tedavi:

Tedaviye başlamadan varislerin ve dolaşım sisteminin ayrıntılı incelemesini yapmak gerekir. Eğer damarlar çok büyükse veya dolaşım sistemindeki bozukluk ileri derecedeyse bunları tedavi etmeden yüzeyel damarlara uygulananacak varis tedavisi başarısız olacaktır.

Skleroterapi:

Genişleyen damarlar içine verilen ilaçlar yardımıyla damarların iç duvarlarının birbirine yapışması sağlanır. Bu şekilde damar işlevini yitirir ve nedbe dokusuna dönüşerek vücut tarafından yok edilir. Bu tedavinin uzman hekimler tarafından yapılması son derece önem taşır. Damar dışına ilaç kaçması sonucu ciddi yaraların açılabileceği bilinmeli, uzman ve tecrübeli hekimlere başvurulmalıdır. Varis tedavisinde skleroterapi ilk sıradayken artık yerini hızla lazer tedavilerine bırakmaktadır.

Lazer Tedavisi:

Son yıllardaki teknolojik gelişmelerle birlikte Lazer; varislerin tedavisinde de başarıyla uygulanmaya başlanmıştır. Hatta ameliyatlar da artık lazer ile yapılmaktadır. Özellikle Nd-Yag lazerlerin gelişmesiyle cilde zarar vermeden derindeki damarlar başarıyla yok edilebilmektedir. Genişlemiş damarlar boyunca lazer ile atışlar yapılmakta ve ortaya çıkan ısı ile damar duvarlarının birbirine yapışması sağlanmaktadır. Daha sonra vücut işlevini kaybeden bu damarı başarabilirse tekrar açmakta yoksa yok etmektedir. Tüm varis tedavilerinin seanslarla yapılması gerekliliği bundan kaynaklanmaktadır.

Tüm varis tedavilerinin süresi varisin yaygınlığı doğrultusunda birkaç dakika ile 1 saat arasında değişir. Lazerde lastik çarpmış gibi, skleroterapide ise enjeksiyona bağlı hafif ağrılarla bu tedavi uygulanır. Hastaların tedavi sonrası birkaç gün varis çorabı giymesi tedavinin başarısını artırır.

  • Örümcek Damarlar

Örümcek damarlar medikal alanda telangiestasias olarak bilinir. Bu küçük ve ince damarlar cildin yüzeyine yakın yerlerde bulunur ve genellikle kırmızı veya mor renkte olurlar. Bu damarlar genellikle yüz ve bacakta görülür ve örümcek ağına benzeyen kısa kesik çizgilerden oluşur. Bu damarlarda görülen problemler 60 yaşın üzerinde damar problemi olan kişilerin, özellikle varis ve örümcek damarları neredeyse üçte ikisinde görülür. Kadınlar buna daha yatkındır. Yaklaşık iki kadından birisi bu durumu rapor eder.

Kalıtım, hormonal değişim, uzun süre oturma veya ayakta durmayı gerektiren meslek veya faaliyetler, kilo alma ve belirli medikasyonların kullanımı gibi birçok faktör örümcek damarların oluşumuna neden olabilir. Yüzde görülen örümcek damarları çoğu zaman güneşe aşırı maruz kalınmasından kaynaklanır.

Geleneksel Tedaviler
Örümcek damarlara uygulanan en sık tedavi yöntemi skleroterapidir. Bu yöntemde damarlara skleroz solüsyon enjekte edilir. Bazı hastalar enjeksiyon bölgesinde acı veya kramp şikayetinde bulunurken, tedavi edilen damar etrafında kahverengi çizgiler veya lekeler oluşabilir. Ancak bu lekeler genellikle zaman içinde kaybolur.

Lazer ile Varis Tedavisi
Örümcek damarlar gibi yüzeysel damarlar lazer tedavisi ile çok etkin bir şekilde tedavi edilebilir. Fotonanın Nd:YAG lazerlerinden gelen enerji kan damarları tarafından emilir, ısıya dönüştürülür ve damarın duvarları parçalanır. Bu süreç oldukça güvenlidir. Çünkü diğer sağlıklı damarlar tedavi edilen alana kan iletecek ve vücut ölü dokuları yarayı temizledikçe dışarı atacaktır. Bazı hastalara sadece bir tedavi yeterli olabilir ancak genellikle örümcek damarları temizlemek için 3 tedavi uygulanır.

  • Damarsal Doğum Lekeleri
  • Yara / Sivilce İzleri
  • Akne

Akne,çok eski zamandan beri bilinen ve cilt problemleri arasında en fazla uğraşılıp araştırma yapılan konulardan birisidir.Dünya nüfusunun %85’ini etkilediği bilinmektedir.Sivilce sorunu hasta aileleri tarafından genellikle önemsenmez. Geçici bir ergenlik problemi olarak görülür. Oysa akne kendisi geçse de izleri kalıcı olabilmekte ve hastayı tüm yaşamı boyunca etkilemektedir.

Akne, deri altındaki kıl kökleri ve yağ bezlerinin iltihaplanmasıdır.Yağ bezleri en sık yüz, göğüs ve sırtta bulunduğu için sivilceler de en sık bu bölgelerde görülür. Yağ bezleri tarafından salgılan sebumun artması, kıl ve yağ kanallarının tıkanması ( siyah noktalar ), yağ kanalı içindeki mikropların çoğalması, enflamasyon kızarıklık ve iltihaplanma ile akne oluşmaktadır.

Cilt altındaki yağ bezleri cildi nemlendiren sebum üretirler. Normal miktardaki sebum cilt sağlığı için hayati önem taşır. Hormon bozuklukları ve özellikle adet düzensizliğine neden olan polikistik over hastalığında sebum miktarında artış gözlenmekte ve bu da akne oluşumuna neden olmaktadır. Yine androjen hormonu sebum üretiminde rol oynar ve yüksek olması akneye sebep olur.

Sebum salgısı arttığında ciltteki gözenekler tıkanır ve gözenekler genişleyerek koyu renkli bir görüntü alır. Buna komedon yani siyah nokta adı verilir. Genişleyen gözeneğin içinde kir, sabun, makyaj artıkları, yağ ve ölü hücreler birikir ve tıkanır. Tıkanan gözenekler içinde sebum hapsolur ve gözenekler şişer. Bu da tipik akne tablosudur. Birçok akne aynı anda çıkar, biri patlarken diğeri olgunlaşır, bir diğeri yeni başlar ve bu süreç alttaki problem çözülene kadar devam eder. Bazen ileri yaşlara kadar devam eder.

Akne Tedavisinde Kimyasal Peeling ve Laser Uygulamaları

Akne tedavisinde klasik tedavilere ek olarak son yıllarda  uygulanan kimyasal peeling ve lazer  tedavileri giderek ön plana çıkmaktadır.

Kimyasal peelingde hidroksi asidler (glikolik asit ve laktik asit) en sık kullanılan asitlerdir. Meyve asitleri olarak bilinen bu asitler uygun konsantrasyonda kullanıldığında en hassas ciltlerde ve esmer tenlerde bile iyi sonuç verir. Hidroksiasitler hafif bir peeling (soyma) etkisi gösterirler ve derinin yenilenmesine yardımcı olurlar. Ciltteki tıkanmış gözenekleri açarlar. Böylece sıkışan sebum serbest kalır, tahriş hafifler ve gözenekler sıkılaşır. Akne oluşumu en aza iner. Ciltteki akneye veya güneşe bağlı lekeleri tedavi etmek için de kimyasal peeling uygulanmaktadır.               

IPL ( intense pulse light ) ve lazer ile aknenin lokal tedavisinde başarılı sonuçlar alınmaktadır. IPL’de epidermisin hemen altına gönderilen sarı ışık ile hem kollagen sentezi artırılır hem de kan akımını artırılarak savunma sistemi harekete geçirilir. Ayrıca oluşturduğu ısı etkisiyle mikropların yok edilmesine neden olur.

Lazer tedavilerinde ise cilt altına gönderilen ışık ile ısı ortaya çıkarılmakta ve bu sayede mikropların yok olması sağlanmaktadır. Ayrıca açığa çıkan ısı enerjisi oluşan kistin parçalanmasına ve aknenin hızlı ve kaliteli iyileşmesine sebep olmaktadır. Bu da hastanın hayatının sonuna kadar kalıcı izler taşıma ihtimalini son derece azaltmaktadır.    

Akne izlerinin hastanın hayatını olumsuz yönde etkileyeceği şüphesizdir. Oluşmuş olan izleri yok etmek son derece zor olduğundan öncelik bunların oluşmasını engellemek olmalıdır. Kullanılan güneş kremleri ile lekelenme engelleneceği gibi uygun şekilde tedavi ile de iz oluşumu engellenebilecek en azından azaltılabilecektir. Oluşmuş olan lekelerin tedavisinde derin kimyasal peeling ve IPL uygulamaları yapılmaktadır. Yüzeyel lekeler tamamen tedavi edilebilirken derin olanların ancak hafiflemesi sağlanabilmektedir. Aknelere bağlı oluşan çukurluklar ise dolgu maddeleri, derin peelingler, lazer tedavileri ve cerrahi olarak dermabrazyon yöntemi ile tedavi edilmektedirler.

 
 
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    @ Copyright  2008  Derviş Akbilen Tüm Hakları Saklıdır.

ANASAYFA - HAKKIMIZDA - DOKTORUMUZ - SIK SORULAN SORULAR - BİZE ULAŞIN - SİTE HARİTASI

Adres : İbrahim Haşim Sk. No:10/2 Lefkoşa KIBRIS (Cyprus)  ~  Tel :+90 392 223 84 00 - 01  ~  Mail : dervis@dervisakbilen.com